Teşekkür edelim…
- Sokak ortasında yere tükürmeyenlere.
- Kaldırımda diğer insanları rahatsız etmeden yürüyenlere.
- Çerini çöpünü yolun ortasına değil, çöp kutusuna atanlara.
- Karşısındaki insana yol verenlere.
- Arabasını maganda gibi değil, insan gibi sürenlere.
- Metroda, otobüste, metrobüste; babasının evindeymişçesine laubali laubali değil, efendi uslu şekilde yolculuk yapmayı becerebilenlere.
- İş ahlakından taviz vermeden helal nasibini kazanmaya çalışan dürüst esnaflara.
- Karşısındakileri müşteri olarak değil, insan olarak görmeyi başarabilen temiz kalpli esnaflara.
- Hutbeyi, vaazı bağırarak değil; yumuşak bir dille okuyan hocalara.
- Ezanı ve salâyı uzun hava okur gibi değil, aslına uygun şekilde okuyan müezzinlere.
- İnsanlar arasında nefreti değil, sevgiyi yaymaya çalışan muteber şahıslara.
- Öğrencilerini kendi çocukları gibi görüp, işine titizlikle sarılan öğretmenlere.
- Hastaların birer insan olduğunu bilen ve önce gönüllerini tedavi etmeye çalışan doktorlara.
- Büyüklerine saygıda kusur etmeyen gençlere.
- Küçüklerine şefkat ve anlayışla yaklaşan yaşlılara.
- Sokak hayvanlarına hor davranmayanlara.
- İnsanlara karşı empati yapmayı becerebilenlere.
- İnsanları, siyasi görüşlerine göre sınıflandırmayanlara.
- Ne olursa olsun nezaketi ve kibarlığı elden bırakmayanlara.
- Eleştirmeden önce düşünmeyi bilenlere.
- Bilip bilmeden her durum karşısında yorum yapma gereksinimi duymayanlara.
- İnsanların özel hayatlarına burnunu sokmayanlara.
- Kendisinden bir yardım istendiğinde, elinden geleni yapan iyi kalpli insanlara.
- İnsanlara karşı kibirli olmayan tevazu sahiplerine.
- Merhamet ve hoşgörü sahibi herkese…
- Burada yazılmayan yüzlerce iyi vasfı üstünde taşıyan her insana…
Çok doğru 🙂
Her çocuğa kendi çocuğuymuş gibi davranan merhametli bireylere sonsuz teşekkürler.