Hayat
Kapalı sandığımız,terkedilmiş ama hafif aralık bir cam kenarından sızıyor içimize doğru.
Öyle sessiz öyle sakin ruhumuza dokunuyor ki.
Hafif bir esinti sardı bedenimizi zannediyoruz.
Yaniliyoruz aslında biliyoruz
Once dört duvarı,tavanı ve örümcek ağlarıyla kuşatılmış her köşeyi sarıyor.
Sonra bizi ve bize ait olan ne varsa her şeyi.
İnceden bir sızı yokluyor belki yüreğimizi
Kalbimiz itiraz ediyor
Oysa çoktan sarmış göğüs kafesinin sayılası boşluklarını.
Anlam yüklüyoruz hayata ve ona dair olup bitene.
Oysa ne anlamı kalıyor ne de sorgulaması.
Sonra inceden bir cümle oturuyor boğazından harap olmuş yüreğine doğru;
Hayat dediğin hafif bir rüzgara sırtını dayadığın fakat tokat gibi yüzüne çarpan soğuk bir yelden başka nedir ki?