jose-saramago-korluk-ozeti
Kitap Özeti - Edebiyat

Jose Saramago – Körlük Özeti ve Konusu

Jose Saramago – Körlük Kitabı Hakkında

Jose Saramago, 16 Kasım 1922’de doğmuş ve 18 Haziran 2010 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Edebiyat dünyasına pek çok eser kazandıran ünlü yazarın yapıtları, birçok farklı dile çevrilmiş ve dünya çapında bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Jose Saramago’nun bazı eserleri Portekiz Hükümeti’nce sakıncalı görülmüş ve sansürlenmiştir.

Portekizli ünlü yazar Jose  Saramago’nun en etkileyici kitaplarından birisi de Körlük’tür. Ünlü yazar bu kitabında da diğer kitaplarında olduğu gibi değişik bir yazı üslubu kullanmıştır. Kitapta hiç konuşma çizgisi ve tırnak işareti yoktur. Sadece bununla da sınırlı kalmayan yazar, soru işareti ve ünlem işaretine de yer vermemiştir kitabında. Hatta noktayı bile sınırlı kullanmıştır. Birçok cümlenin sonuna nokta işareti koymamış, sadece virgüle işareti koyarak ayırmakla yetinmiştir. Yazar kitaptaki kahramanlara özel isim vermemiş ve onları sadece sıfatlarla belirtmiştir. Bu kitap bir kaç yıl önce sinemaya da uyarlanmıştır.

Jose Saramago Körlük Konusu

Jose Saramago Körlük kitabında insanların bazı durumlar karşısında nezaketlerini, vicdanlarını ve diğer insani değerlerini yitirerek nasıl vahşileştiklerine değinmiştir. Kitabın içindeki karakterler, beklenmedik bir anda ortaya çıkan körlük salgınına kapılan ve aniden kör olan kişilerdir. İçlerinde her yaştan ve her sınıftan insan mevcuttur. Bu insanlar hep birlikte aynı bina içerisinde yaşam mücadelesi vermek zorundadırlar. Ancak yaşam için gerekli olan şartlar zaten kısıtlı iken zaman içerisinde çok daha zorlaşacaktır.

Jose Saramago Körlük Özet

Şehirde her şey yerli yerinde işler yolundayken bir anda şehrin içindeki trafik ışıklarının olduğu kavşakların birinde araç kullananlardan birisi kör olur. Ancak bu körlük biraz farklıdır. Etrafını kapkara görmek yerine bembeyaz görmektedir. Bu olaya tanık olan insanlar kör olan adamı hemen hastaneye götürmek isterler ancak kör adam hastaneye değil evine gitmek istediğini söyler. Orada bulunanlardan birsi ona yardımcı olacağını onu ve arabasını evine götürebileceğini söyler. Kör adamı evine götürür. Köre yardım eden kişi aynı zamanda araba hırsızıdır. Körü evine bıraktıktan sonra arabayı alarak kayıplara karışır.

Kör olan adam karısının yardımıyla göz doktoruna gider. Doktor kör adamı inceler ancak hastalık için bir tanı koyamaz. Bu sırada doktorun muayenehanesinde başka hastalar da vardır. Bu hastalar, koyu renkli güneş gözlüğü takan genç bir kız, gözleri şaşı olan bir çocuk ve bir gözünde siyah bant olan yaşlı bir adamdır. İşte bu kişiler romanın baş kahramanlarıdır. Olayın ertesi günü doktor ve sekreter dahil muayene hanede bulunan herkes kör olur.

Doktor sağlık bakanlığını arar ve durumu bildirir. Sağlık bakanlığı hastalığın bir tedavisi olmadığından ve diğer insanlara da bulaştığından çareyi kör olan insanları karantinaya almakta bulur. Bütün körler toplanır ve daha önceleri akıl hastanesi olarak kullanılan bir binaya yerleştirilir. Doktorun karısı da onların içindedir. Ancak kör değildir. Kocasını yalnız bırakmamak için kendisinin de kör olduğunu söyler ve kocasıyla birlikte o da toplama bölgesine gider.

Bir süre sonra bu hastaneye başka körler de getirilmeye başlanır. Hastaneden çıkmak kesinlikle yasaktır. Çıkmaya kalkışan olursa kapıda bekleyen askerlerin kurşunlarına hedef olacaktır. Yiyecek ve içecek günde üç öğün olmak üzere yetkililer tarafından dışarıdan verilmektedir. Körlerin içinde bir takım açgözlü ve kötü niyetli olanlarda vardır. Bunlar bir koğuşta toplanmıştır. Bu koğuş ahlaksız körler koğuşudur. Ahlaksız körler yemekleri artık kendilerinin dağıtacağını, yemek almak isteyenlerin yemek karşılığında üzerlerinde ve yanlarında ne kadar kıymetli eşyaları varsa onların kendilerine teslim edilmesi gerektiğini söylerler. Diğer körler bu isteği kabul etmek zorunda kalırlar, çünkü ahlaksız körlerin ele başında dolu bir silah mevcuttur.

Ahlaksız körler bu sefer diğer körlerden kendilerine kadın göndermelerini isterler. Körler bu duruma itiraz etseler de kadınlar kendi rızaları ile gitme kararı alırlar. Ahlaksız körler gelen kadın körlere tecavüz ederler. Birkaç gün sonra aynı şeyi yine isterler. Bu sefer doktorun karısı eline geçirdiği bir makasla ahlaksız körlerin ele başını öldürür. Birkaç gün sonra da kör kadınlardan biri ahlaksız körler koğuşundaki çarşafları yakar ve böylece hastane yanmaya başlar. Körlerden birkaçı çıkan arbedede yaşamını yitirir ama diğerleri dışarı çıkmayı başarır.

Dışarıda artık askerler yoktur. Çünkü salgın ülkenin her yerine yayılmış, herkese bulaşmıştır. Doktorun karısı hariç ülkedeki herkes kördür. Doktorun karısı daha önce bahsettiğimiz altı kişiyi de alarak oradan ayrılır. Tüm şehir berbat haldedir. Her yer cesetler ve pisliklerle doludur. Kadın beraberindekileri alarak evlerine gider. Doktorun evine pislik bulaşmamıştır. Bıraktıkları gibi temiz haldedir. Kör grup buraya yerleşir. Birkaç gün henüz geçmiştir ki, körlerin gözü teker teker açılmaya başlar.

Jose Saramago körlük kitabında, bir toplum analizi yapmıştır. Kitap son zamanlarda en çok okunanlar arasında yer almaya başlamıştır. Bu kitabı okuyan değerli okurlara, Jose Saramago’nun Görmek kitabını da okumalarını tavsiye ederiz.

Jose Saramago Körlük kitabının uzun özetini elimizden geldiğince bu şekilde açıklamaya çalıştık. Kitap kesinlikle okunması gereken bir eser.

Mustafa Türklü
1990 Tokat doğumluyum. Aslen Kafkas kökenliyim. 2017 yılından itibaren; e-ticaret sektöründe çalışmaktayım. Okumayı ve blog yazmayı çok seviyorum.
https://www.betadalgasi.com