Romanlarını kendine özgü üslubuyla kaleme alan Portekizli ünlü yazar Jose Saramago’nun Körlük romanından sonra, bir bakıma romanın devamı sayılabilecek olan Görmek isimli eseri hakkında bilgi vereceğiz. Görmek kitabı kronolojik olarak ele alındığında Körlük romanının devamı niteliğindedir. Körlük romanındaki yedi kahraman bu kitapta da mevcuttur. Kitabın özeti ve kitapla ilgili merak edilen diğer bilgileri kısaca listeledik.
Jose Saramago Görmek Konusu
Görmek romanının konusu, bir önceki kitapta anlatılan körlük salgınının yaşandığı ülkenin başkentinde geçmektedir. Başkentte belediye seçimleri yapılmaktadır. Ancak seçimlerde ilginç bir durum söz konusudur. Seçmenlerin büyük çoğunluğu boş oy kullanmaktadır. Ve bu durum hükümet yetkilileri tarafından bir tür terör girişimi olarak kabul edilmiştir. Hükümet bu duruma karşı harekete geçecek ve birtakım önlemler alacaktır. Bu romanda Jose Saramago demokrasi olgusunun totaliter amaçlarla nasıl değiştirebildiğini anlatmaktadır.
Jose Saramago Görmek Özet
Özete başlamadan önce şunu belirtelim: Bir özeti okumakla kitabı okumak asla aynı şey değildir. İmkanınız varsa bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Körlük salgınının üzerinden dört yıl geçip her şeyin normalleştiği zamanlarda başkentte belediye seçimleri yapılacaktı. Seçim günü geldi ve vatandaşlar oylarını kullandılar. Ancak sonuçlar çok şaşırtıcıydı. Seçmenlerin büyük çoğunluğu boş oy kullanmıştı. Hükümet bu duruma bir anlam veremedi ve seçimleri tekrarlama kararı aldı. Tekrar seçim yapıldı. Sonuç: Boş oy kullanan seçmenlerin oranı daha da yükselmişti. Bu durum hükümet yetkililerini oldukça endişelendirmişti.
Belki bir şeyler bulunabilir umuduyla halkın arasına ajanlar gönderildi. Ancak olaylara neyin ya da kimin sebep olduğuna dair bir bilgi bulunamadı. Hükümet kanadı, radikal bir karar alarak başkenti gizlice başka bir şehre taşıma konusunda karar kıldı. Planlandığı şekilde şehir, bir anda sessizce boşaltıldı. Boş oy kullanan seçmenler yozlaşmış ve vatan haini ilan edildi. Ancak cumhurbaşkanı ve başbakanın içi yine de rahat değildi. Bu sırada beklenmedik bir şey oldu.
İç işleri bakanı, başbakan ve cumhur başkanına aynı kişi tarafından bir mektup gönderildi. Mektubu gönderen kişi dört yıl önceki körlük salgınında baş kahramanlardan olan yedi kişiden biri, birinci kördü. Birinci kör (yazar genellikle roman kahramanlarına isim vermediği için böyle hitap ediyoruz), dört yıl önceki salgında bir kişinin kör olmadığını ve o kişinin bir cinayet işlediğini anlatıyordu. Yani onları kurtaran kadından, doktorun karısında bahsediyordu. Doktorun karısının ahlaksız körler çetesinin elebaşını öldürdüğünü anlatıyordu.
Mektup ellerine ulaştıktan sonra hükümet yetkilileri bu kadını araştırmak, olaylarda bu kadının parmağının olup olmadığını görmek için üç kişi görevlendirdi. Bunlar bir komiser, bir komiser yardımcısı ve bir müfettişti. Üç görevli gizlice başkente gittiler. Zannedilenin aksine şehirde herhangi bir kaos yoktu. Her şey yerli yerinde işler yolundaydı. Kimsenin uymak zorunda olduğu bir mesai çizelgesi yoktu, herkes dilediği gibi çalışıyordu ve hayatından memnun olmayan kimse de yoktu.
Görevliler önce mektubu yazan kişiyi buldular ve sorguladılar. Birinci kör onlara grubun diğer üyelerinin bilgilerini verdi. Teker teker hepsiyle konuştular. Ancak kimse boş oy kullanma konusunda bir şey söylemedi. Araştırmacılar edindikleri bilgileri hükümet yetkililerine gönderiyorlardı ve onlardan da yeni direktifler alıyorlardı. Bu arada araştırmacılar bir fotoğraf buldular ve resmi hükümete gönderdiler. Resim ertesi gün bütün gazetelere basıldı ve boş oy kullanma suçunu organize eden kişilerin bu resimdekiler oldukları iddia edildi. Resim körlük salgınındaki yedi kahramanın ve gözyaşı yalayan köpeğin olduğu bir fotoğraftı. Baş suçlu olarak da dört yıl önceki olaylarda büyük fedakarlıklar gösteren doktorun karısı gösterildi.
Bu haksız suçlama müfettişi oldukça etkiledi ve doktorla karısını sık sık ziyaret etmeye başladı. Bir zaman sonra da onları haklı buldu. İç işleri bakanı bunu anlamıştı. Vatandaşlar da doktor ve karısının güvenliğinden endişelendikleri için onların evini koruyorlardı. Ancak iç işleri bakanı bir keskin nişancı görevlendirerek doktorun karısını ve müfettişi vurdurdu.
İşte Görmek kitabının kısa özeti bu şekildedir. Ancak başta da söylediğimiz gibi özet asla kitabın yerini tutmaz. Kitaptaki olaylar kadar olgular da çok önemlidir. Ancak olguları özette anlatmak pek mümkün olmuyor, bunları anlayabilmek için kitabın okunması gereklidir.
Görmek Kaç Sayfa?
Görmek romanının Türkçe’ye çevrilmiş hali 324 sayfadır. Farklı yayınevlerinin çevirilerine göre bu sayı değişiklik gösterebilir.
Körlük Mü Görmek Mi Önce Okunmalı
Körlük romanındaki olaylar, Görmek romanındaki olaylara göre dört yıl daha erken gerçekleştiği için Körlük kitabının önce okunması daha iyi olacaktır.