Genel Güncel

Ceketi Giyip Ahmet Bey Olabilmek

Barış Manço’yu sevmeyenimiz yoktur herhalde. Allah gani gani rahmet eylesin gerçekten iyi bir insan ve son derece başarılı bir sanatçıydı. Kendi adıma konuşacak olursam ben özellikle didaktik şarkılarını daha çok severim. Hele de Ahmet Bey’in Ceketi adlı parçasını.

Şarkı oldukça uzun, zaten muhtemelen çoğunuzda biliyorsunuzdur sözlerini. Onun için şarkı sözlerinin hepsini yazıp boşa vaktinizi ziyan etmeyeyim. Ama izninizle bir mısrasını yazacağım.

Bir gün bir yoksul öldü, üzüldü mahalleli

Ama bir kefen parası bulamadı mahalleli

Kul Ahmet dedi yalan dünya, çıkardı ceketini

Örttü garibin üstüne, kaldırdı cenazeyi

Nasıl bir kişiliğimiz olması gerektiğini sizce de çok iyi özetlemiyor mu bu dörtlük? Hayatı nasıl yaşamamız gerektiği hakkında güzel bir tarif sunmuyor mu bize?

Mahallede bir yoksul ölüyor, herkes buna üzülüyor üzülmesine ama üzülmekten öte de bir şey yapamıyorlar. İşte önemli olan üzülmekten ötesini yapabilmek, cenazeye kefen parası bulabilmek. Hem kendimize hem de çevremize faydalı olabilmek. Yani uzun lafın kısası tembelliği bir kenara bırakıp çalışkan olmak, üretken olmak, faydalı olmak… Ceketi giyip Ahmet Bey olabilmenin birinci gereği işte budur.

Gelelim ikinci meseleye. Birinci şartı yerine getirdik; çalıştık, ürettik ve fayda sağladık. Ancak Kul Ahmet olmanın olmazsa olmaz bir kuralı daha vardır:” Başkasının derdini kendine dert edinmek”. İkinci kuralı es geçtiğimizde, ceketi giysek bile hiçbir zaman Kul Ahmet olamayız.

Çevremize baktığımız zaman bu iki kuralı hayata geçirip Kul Ahmet gibi yaşayan abilerimiz ve amcalarımız (sayıları oldukça azdır) olduğunu görürüz. Ve onların yüzünde hep mutlu mütebessim bir ifade olur. İçlerindeki huzur yüzlerine yansır adeta. Neden huzurlu olmasınlar ki? Kul Ahmet olabilmek kolay bir şey mi?

Bakıldığında kolay görünüyor. Ama o zaman Kul Ahmet sayısı neden bu kadar az?Çalışıp kazanmak mı zor, yoksa kazandığını paylaşmak mı? Sanırım ikincisi daha zor. Ne diyelim.

Allah hepimize Kul Ahmet’inki gibi bir ceket ve bir kalp versin.

 

Mustafa Türklü
1990 Tokat doğumluyum. Aslen Kafkas kökenliyim. 2017 yılından itibaren; e-ticaret sektöründe çalışmaktayım. Okumayı ve blog yazmayı çok seviyorum.
https://www.betadalgasi.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir