Avusturyalı ünlü besteci Ludwig van Beethoven’in ismini duymayanımız yoktur. Klasik müzik dendiği zaman akla gelen ilk isimlerden biridir Beethoven. Büyük Usta’nın Für Elise isimli eseri neredeyse her okulda teneffüs zili olarak kullanılmıştır.
Ludwig van Beethoven’in en çok bilinen eserlerinden birisi de Ay Işığı Sonatı (Moonlight Sonata)’dır. Beethoven’in Ay Işığı Sonatı; klasik müzik severler için bir şaheser niteliğindedir. Eserle ilgili şöyle bir hikaye anlatılır:
Büyük Usta Ludwig van Beethoven bir akşam yanında bir arkadaşıyla beraber dolaşıyormuş. Bir evin yanından geçerlerken içeriden piyano sesi duymuşlar. Evin içinde biri Beethoven’in bir eserini çalmak için uğraşıyormuş ama son bölümü bir türlü çalamıyormuş.
Bunu duyan Büyük Usta dayanamamış kapıyı çalmış, girmiş içeri. Hemen piyano çalanın yanına gitmiş. Bakmış ki bir de ne görsün? Gözleri görmeyen bir kız. Beethoven hemen kendini tanıtmış ve kıza son kısmı nasıl çalması gerektiğini öğretmiş.
Kız, Beethoven’a kendisinden bir isteği daha olduğunu söylemiş. Beethoven kıza isteğini sormuş. Kız da şöyle demiş: ’’ Ben doğuştan kör bir kızım. Hiçbir şeyi göremedim. Ama en çok görmek istediğim şey ay ışığı. Bana ay ışığını anlatan bir beste yapar mısın?’’. İşte bunun üzerine Büyük Usta Ludwig van Beethoven Ay Işığı isimli şaheseri bestelemiş.
Nasıl hikaye ama? Oldukça etkileyici değil mi? Tıpkı Ay Işığı Sonatı’nın kendisi gibi. Yorucu bir günün akşamında eve gelip ışığı söndürüp dinlediğinizde üzerinizdeki yorgunluğu alan, zihninizdeki karmaşıklığı gideren bir eser. İnsana yalnızlığı sevdiren bir eser. Ay ışığı sonatını dinlerken aynı zamanda ruhunuzu da dinlerisiniz. Kendinizin farkına varmaya başlarsınız. Kendinizi anlamaya, kendinizi sevmeye başlarsınız.