Albert Camus 1913 – 1960 yılları arasında yaşamış Fransız yazar ve filozoftur. Ölümüne yakın 1957 yılında Nobel ödülü kazanmıştır. Albert Camus’nun en çok okunan kitaplarından biris de Yabancı isimli kitabıdır. Albert Camus Yabancı kitabının özetini aşağıda açıklamaya çalıştık.
Albert Camus Yabancı Özeti ve Konusu
Mersault Cezayir’de yaşamakta olan bir devlet memurudur. Annesine bakmaya gücü yetmediğinden dolayı annesi yaşamını huzur evinde devam ettirmeye çalışırken ölüm haberi gelir. Ve bu haberi kitabın başlangıç satırında “Bugün annem öldü, belki de dün bilmiyorum.” Sözleri ile dile getirmiştir. Annesinin ölümü onu hiç etkilemez, aynı zamanda cenazesine çok tepkisiz bir şekilde çalıştığı yerden izin alarak gider. Ne öğrendiğinde ne de mezarının başında gözünden bir damla yaş düşmediği için insanlar acımasızca istediklerini söylemiş ve bunlara da tepkisiz kalmıştır.
Cenaze merasimi sırasında ölümle ve acısıyla yüzleşmesi gerekirken bunlar dışında her şeyi düşünmektedir. Cenazeden sonra tekrar yaşadığı yere dönüp hafta sonu soluğu sevgilisi Maria’da alır. Mersault yaşadığı yerde hep sesini duyduğu ya da bildiği komşusu Raymond ile tanışmış ve arkadaş olmuş hatta sevgilisi ile tartışan adama haklılığı yönünde şahitliklerde bulunmuştur. Her geçen gün komşusuyla samimiyeti artan mersault hep beraber sahile gitme kararı almışlardır onları bekleyen tehlikelerden habersiz. Sahilde onları bekliyormuş gibi karşılaştıkları belalı tiplerle kavga etmek zorunda kalmış ve Raymond yaralanırken bir şekilde de kaçmışlardır.
Tekrardan Mersault sahile indiğinde yine aynı şekilde onlar ile karşılaşıp sıcağın bunaltıcı etkisi ile bir kişiyi bıçakla öldürmüştür. Bu kişi bir Arap olmakla kalmamış. Arap olduğu için küçümsenmiş ve ismi dahi anılmaya değmezmiş gibi sürekli “Arap” olarak anılmıştır. Tutuklanmış günlerini geçirirken eşi olmadığı için mariaya hasret geçirdiği saatleri günleri kaldı yanına. Mahkemede savcı ve avukat ile yaptığı konuşmalar dikkat çekmiş. Absürt denilecek şekilde tepkisiz kaldığı için eleştirilmiş Anti-sosyal yapısı ile bütün konuşmanın, davanın seyri bir anda değişip cinayetten annesinin ölümüne tepkisiz kalışı ile yargılanmaya başlamıştır.
Bu konunun üzerine fazlaca giden savcı “bu adamı, bir anneyi bir katilin merhametsiz kalbiyle gömmüş olmakla suçluyorum” sözleriyle düşüncelerini ifade eder. Duruşmalar sonucunda Meursalt’ın idamına karar verilir. Dava süresi boyunca tek bir şeyi umursar gibi olacakken bunun üzerine kafa yormasının bir şey değiştirmeyeceğini düşünerek bundan vazgeçer ve Annesinin ölümüne kayıtsız kalması karşısına ahlaki çöküşün kanıtı olarak çıkmış ve bu çöküntünün topluma yayılmaması için giyotinle öldürülme kararına varılmıştır. Bu karara itiraz bile etmeden büyük bir kayıtsızlıkla idam edileceği günü bekler. Yavaş yavaş günleri birbirini geride bırakıp beklenen gün yaklaşırken Mersault’u hapishanenin papazı ziyaret etmeye başlamış tanrıyı kabul etmesi ve günah çıkarması adına bu ziyaretler ne kadar Her geçen gün artsa da Mersault her zaman ki gibi tanrıyı reddeder ve kendisinin haklı olduğunu savunur. Gün geçtikçe düşünmeye sorgulamaya daha çok vakti kaldığından ölüm ile yüzleşmiş , kabullenmiş ve öleceği günü beklemektedir.
Albert Camus Yabancı – Yorum
Peki ya burada bize söylenmek istenen nedir ? Bir insanın kendisine, bütün benliğine bu kadar yabancı kalışı mı? Her şeyi normal karşılayasımı? Yoksa öldürdüğü adamdan yana bir Arap’ı öldürdü diye yargılanması mı ? Ahlaki çöküntünün örneği olarak yargılanıp adam öldürmekten değil de annesinin ölümüne kayıtsız kaldığı için idam edilmesi mi ? Oysa bizler ne kadar kendimizin farkındayız. Hangimizin Mersault olduğu anları yoktur ?
Albert Camus Yabancı kitabının özetini bu şekilde açıklamaya çalıştık. Keyifli okumalar.