ahmed-mithad-efendi-cingene
Kitap Özeti - Edebiyat

Ahmet Mithat Efendi Çingene Özeti – Konusu

Ahmet Mithat Efendi Çingene Özeti – Konusu

Türk Edebiyatının en değerli eserlerinden biri olarak başta gelen bu kitap Tanzimat dönemine ışık tutmuştur. Ahmed Mithat Efendi’nin Çingene Kitabı Dönemin medenileşme sürecine ışık tutmuş ve dönemin yaşantısına değinmiştir. Konu zengin bir İstanbul beyefendisinin gittiği meyhanede aşık olduğu çingene kızı ile başlar.

Bir çingene kızı ile birlikte olup olamayacağını derinlemesine araştırmaya koyulan Hikmet öğrendiği bilgiler sonucunda yüreği ferah bir şekilde kızın ismini öğrenir. İsmi Ziba’dır. Ziba 16 yaşında güzelliğiyle kendini belli etmiştir. Hikmet bey ilk önce Zibadan sonra da ailesinden onu eğitip istediği kişiye vereceğine dair söz verir, izin ve rıza ister. Aldığı izin ve rıza ile Zibayı eğitimini alacağı Düriye hanımın konağına götürür. Hintli bir öğretmen ve Ermeni bir ressamın da dahil olmasıyla kadro tamamlanır.

Çingenelere karşı olan önyargılardan dolayı oluşan nefret, kin, öfke temelini sağlam oluşturmasından dolayı sevilmezler ve her ortamda aşağılandıkları gibi hiçbir şeye hakları yokmuş konumuna getirilmişlerdir. Oysa Hikmet Bey için hiçbir şey öyle değildir. Tek derdi sevdiği kadına en güzel eğitimi ve terbiyeyi aldırmaktır. Ziba zekasıyla da herkesi kendine hayran bırakırken ne olursa olsun çingene olduğu için her şeyden hor görülmeye devam etmektedir. Bu böyle 1 yıl sürüp gittikten sonra insanlar Zibaya hayran kalır. En çok ta Hikmet. Zibanın ahlakını kendi ahlakı olarak görür ve sevgisi arttıkça artar. Defalarca Zibaya içini açmayı düşünse de hiçbir zaman bunu yapamamıştır.

Oysa insanlar artık bir çingene kızının orada bulunmasını istemeyip türlü dedikoduları ederken Hikmet bütün bunlarla nasıl basa çıkacağım diye dertlenirken Zibanın hiçbir şeyi öğrenmemesi için elinden gelen her şeyi de yapar. En sonunda artık bir kere bile kırmadığı annesinin onu kırıp geçişini  kaldıramaz ve arkasında bıraktığı mektup ile kendisini kuyuya atar. O sırada Hikmet beyi izleyen bahçıvan yardım çağırır ve Hikmeti kurtarırlar ama ölseydi daha iyi olurdu diyecek hale gelerek akli dengesini yitirir. Annesi Zibanın ona iyi geleceğini umarak kızı konağa getirir. Oysa Hikmet Zibayı bile tanımaz. Ve hep aynı şey dilinde dönmektedir. “Annem konağa Zibayı kovmaya gitti değil mi ?”  Ziba ne kadar kendisinin yanında olduğunu söylese de artık hiçbir şey fark etmez ve kısa bir süre sonra Hikmet vefat eder.

Zibayı gören annesi kızın eğitimine ahlakına hayran kalır ve gelini yapmadığı insanı kızı yapar. Ziba ise her şeyden habersiz yaşarken ölümünden sonra her şeyi öğrenir ve “madem ki velinimetimin hevesi bendeymiş. Hevesinden mahrum kalmış ben de ömrüm boyunca hiç kimseye heves etmeyeceğim. Mahrum yaşayacağım.” Der. Ve sözünü de tutar .

Ahmet Mithat Efendi Çingene Hakkında Editörün Yorumu

Bir söz var Ahmet Mithat Efendinin kaleminden çıkan bu kitapta : ” Zayıfları ezmek insanlığımızın en parlak şiarlarındandır. Bir adamı ezmek lazım gelince dünya kahraman kesilir. “ Daha da başka söze gerek olduğunu düşünmüyorum.

Keyifli okumalar.

Ayça Purtaş
https://www.instagram.com/lavinialikitaplik/
https://www.instagram.com/lavinialikitaplik/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir